İçeriğe geç

Şehirlerde güvenliği sağlayan kim ?

Bu yazı konfor alanını sarsabilir: Şehir güvenliğini kimin sağladığına dair “beden” ve “mekanizma” ayrımını tartışmaya açıyorum.

Şehirlerde Güvenliği Sağlayan Kim? Bildiğimizi Sandığımız Cevabı Sorgulamak

Kusura bakmayın ama şehirlerde güvenliği tek bir kurumun sağladığına inanmamız, bizi hem tembelleştiriyor hem de kırılgan yapıyor. “Polis var, mesele kapanmıştır” demek kolay; oysa güvenlik, sadece devriye gezen üniformalardan ibaret değil. Sokak aydınlatmasından kira politikalarına, gençlerin eğitime erişiminden kamusal alan tasarımına kadar uzanan bir ekosistem bu. Benim iddiam şu: Güvenliği bir “durum” sanıyoruz, oysa bu bir “süreç”; ve bu süreci kimin yöneteceği, vatandaşın ne kadar söz hakkı olduğuyla doğrudan ilgili.

Polis mi, Belediye mi, Mahalle mi? Rol Çatışmaları ve Gerçek Sorumluluk

Evet, kolluk kuvvetleri suçla mücadelede kilit aktör. Ancak suç olduktan sonra yetişen bir mekanizmanın tek başına güvenlik ürettiğini söylemek yanıltıcı. Belediye, bakım-onarım, aydınlatma, park düzeni, ulaşım güvenliği gibi “suç önleyici” altyapının sahibi. Mahalle ise sosyal sermaye ve dayanışmanın kalbi: Komşuluk bağları, gençler için güvenli buluşma alanları, yerel esnafın gözetleyici varlığı… Bu üçlü arasındaki koordinasyon aksadığında, şehir güvenliği boşluklara düşer. Peki neden hâlâ güvenliği sadece siren sesiyle ölçüyoruz? Çünkü görünür olanı seviyoruz; görünmeyen bakım emeğini ve sosyal bağları ise hafife alıyoruz.

Görünmeyen Aktörler: Özel Güvenlik, Teknoloji Şirketleri ve Gayrimenkul Sermayesi

Özel güvenlik şirketleri AVM’lerde, sitelerde ve kampüslerde yeni “mikro-iktidarlar” kuruyor. Teknoloji şirketleri, kameralar, plaka tanıma, yüz tanıma ve “öngörüsel” yazılımlarla kamusal alanın sinir sistemine dönüşüyor. Gayrimenkul sermayesi ise kentsel dönüşüm, siteleşme ve “gated community” modelleriyle, güvenlik duygusunu parası olana satılabilir bir ayrıcalığa çeviriyor. Buradaki tartışmalı nokta şu: Güvenlik çözüm mü üretiyor, yoksa riskleri yeniden dağıtıp “güvensizliği” belli bölgelerde yoğunlaştırarak görünmez mi kılıyor? Eğer sokaklar “bizim” olmaktan çıkıp yalnızca ödeme gücü olanlara emanet edilirse, şehir kimin şehri?

Zayıf Yönler: Aşırı Güvenlikleştirme, Ayrımcılık Riski ve Korku Ekonomisi

Aşırı güvenlikleştirme (over-securitization) şehirleri steril ve pahalı kılıyor. Kameralar artıyor, bariyerler yükseliyor, ama güvensizliğin kök nedenleri—yoksulluk, eşitsizlik, dışlanma—yerinde duruyor. Teknoloji tabanlı güvenlik, verideki önyargıları çoğaltabiliyor; öngörüsel polislik, zaten dezavantajlı mahalleleri daha sık hedefleyerek kısır bir döngü yaratabiliyor. Bir de “korku ekonomisi” var: Medyada sürekli tekrarlanan tehlike anlatıları, politik kararları baskılıyor; sonuçta bütçe, bakım-onarımdan sosyal hizmetlere değil, daha çok bariyere ve daha çok gözetleme aracına akıyor. Peki bu, suçu gerçekten azaltıyor mu, yoksa sadece onu daha az görünür kılıyor?

Şehirlerde Güvenliği Sağlayan Kim? Cevap: Paylaşılmış ama Hesap Verebilir Bir Sorumluluk

Güvenlik, “herkesin işi” deyip geçilecek bir soyutlama değil; paylaşılmış ama net biçimde tanımlanmış, şeffaf ve hesap verebilir bir sorumluluklar matrisi. Kolluk güçleri: orantılılık, şeffaf veri ve toplulukla diyalog. Belediyeler: bakım adaleti (eşit aydınlatma, erişilebilir ulaşım, yaşanabilir kamusal alan), gençler ve kırılgan gruplar için kapsayıcı programlar. Topluluklar: örgütlü dayanışma, arabuluculuk ve mahalle meclisleri. Teknoloji şirketleri: etik denetim, bağımsız etki analizleri ve açık algoritma ilkeleri. Özel güvenlik: kamusal standartlara uyum ve ayrımcılık karşıtı zorunluluklar. Gayrimenkul sektörü: kamusal alanla barışık tasarım ve sosyal etkisi ölçülen projeler.

Provokatif Sorular: Konforu mu Seçiyoruz, Adaleti mi?

Şehirlerde güvenliği sağlayan kim? Cüzdanı dolu olanın mı daha güvenli bir şehri var, yoksa adil bölüşülen bakımın mı?

Kameralar arttıkça vicdanımız kısalıyor mu?

Emniyet duygusu satın alınabilir bir ürün mü, yoksa herkes için üretilmesi gereken ortak bir hak mı?

Polis sayısını artırmak yerine sokak lambalarını, gece ulaşımını ve gençlik merkezlerini artırmak suçla mücadelede daha etkili olabilir mi?

Algoritmaların karar verdiği bir kentte, yurttaşın söz hakkı nerede başlıyor?

Harekete Geçmek: Güvenliği “Durum”dan “Süreç”e Çevirmek

Şehir güvenliği, bir sözleşme kadar kırılgan, bir komşu kadar güçlü. Eğer güvenliği yalnızca “müdahale” olarak görürsek, her gün biraz daha kapanan bir kamusal alanla baş başa kalırız. Ama güvenliği bakım, adalet ve katılım üçgeninde yeniden tanımlarsak, şehirlerimizi daha cesur ve daha yaşanır kılabiliriz.

Şimdi top sizde: Hangi mahallede hangi bakım eksikliği, hangi tasarım hatası, hangi politik tercih güvenliği zedeliyor? Deneyiminizi, önerinizi ve itirazınızı paylaşın; çünkü şehirler, ancak konuşursak ve katılırsak güvende olur.

Son Söz: Güvenliği Kim Sağlıyor? Biz—ama Nasıl Sağladığımız Önemli

Güvenliği, tek elde toplayıp geri kalan herkesi “seyirci” yaptığımızda, üretmiş değil, devretmiş oluruz. Oysa adaletle beslenen katılımcı bir güvenlik, hem suçu önler hem de şehri ortaklaştırır. Soru basit, cevap cesaret istiyor: Konforumuz için duvar mı örüyoruz, yoksa hakkaniyet için köprü mü kuruyoruz?

8 Yorum

  1. Alaz Alaz

    Kamu güvenliğini ve huzurunu sağlamak kaymakamın öncelikli görevlerindendir. Emniyet ve jandarma birimleriyle yakın işbirliği içinde çalışarak halkın can ve mal güvenliğinin korunmasında rol alır, Kaymakam devletin ilçedeki en üst düzey temsilcisidir. İçişleri Bakanlığı (Türkiye) Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığına bağlı olarak çalışan, genellikle güvenlik ve asayiş ile iller idaresinden sorumlu olan bakanlık.

    • admin admin

      Alaz! Değerli dostum, yorumlarınız yazının akademik değerini yükseltti ve onu daha güvenilir hale getirdi.

  2. Kardelen Kardelen

    Polis , basit hâliyle “şehirde kamu düzenini, huzur ve güvenliği sağlayan kuruluş, kolluk, zabıta” olarak tanımlanmaktadır (Türk Dil Kurumu, 2019). Polislik, üstlendiği görevler ve görev alanı nedeniyle kent ile özdeşleşmiş bir meslektir. Zabıta, bir şehirde güvenliği sağlamakla görevli olan idare. Türkiye’de iki türlü zabıta veya kolluk vardır. Bunlar genel zabıta (polis ve jandarma) ve özel zabıta (belediye zabıtası)’dır.

    • admin admin

      Kardelen!

      Katkınız yazının ciddiyetini artırdı.

  3. Özüm Özüm

    Türkiye Cumhuriyeti Jandarması , emniyet ve asayiş ile kamu düzeninin korunmasını sağlayan ve diğer kanunların ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin verdiği görevleri yerine getiren, silahlı genel kolluk kuvvetidir. Hakkımızda – T.C. Türkiye Cumhuriyeti Jandarması , emniyet ve asayiş ile kamu düzeninin korunmasını sağlayan ve diğer kanunların ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin verdiği görevleri yerine getiren, silahlı genel kolluk kuvvetidir.

    • admin admin

      Özüm!

      Teşekkür ederim, katkılarınız yazıya doğallık kattı.

  4. Yavuz Yavuz

    Şehirde kamu düzenini, huzur ve güvenliği sağlamakla görevli örgüt polis teşkilatıdır . Teşkilatın çalışanı ise polis memurudur. MESLEKLER dosyalar 0914024… Şehirde kamu düzenini, huzur ve güvenliği sağlamakla görevli örgüt polis teşkilatıdır . Teşkilatın çalışanı ise polis memurudur.

    • admin admin

      Yavuz!

      Teşekkür ederim, önerileriniz yazının samimiyetini pekiştirdi.

Özüm için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mecidiyeköy escort deneme bonusu
Sitemap
ilbet mobil girişvdcasino girişilbet girişbetexper.xyzbetci güncel girişbetci.betbetci.cobetci.co splash